10 Haziran 2009 Çarşamba

Actionman Tanjeviç ve final serisi 3. maç

Son periyotta 15 sayı geriye düşmüşken oralardan gelip bu maçı koparan Efes'i tebrik etmeden olmaz. Kabul koçuyla, takımıyla ve taraftarıyla şampiyonluk havasına çok erken girip, yapılabilecek her hatayı yaptık, gevşedik ve maçı kendi ellerimizle verdik. Ama Efes'in 2-0 geriye düştğü bir seride 3. yenilgiyi almalarına ramak kalmışken, son periyodun sonlarına doğru hem de böylesine sert ve zor bir seride, 15 sayı geriden gelip bu iş bitmedi diyebilmeleri onlar açısından çok kıymetlidir.

Cumartesi gecesi maç çıkışında 4-0 lık bir seri olasılığı belirmişken hayli şaşkındık zira bu serinin her iki takım açısından da en az 2 maç vermeden kazanılması kimseye mümkün gelmiyordu. Efes'te buna izin vermedi zaten.
Dünkü maçı kazandık diye düşünmeye başlamışken, seri boyunca yaşamadığımız bir gevşemeyle rakibe hediye edilmesi sinir bozucu olabilir ama seri boyunca oyuncuların bu çok gergin geçen maçları hem savunma hem de hücum düzenlerine müthiş bir konsantrasyonla sadık kalarak oynadıklarını gözden kaçırarak dünkü maçın son 5 dakikasını ve ekstra süreyi değerlendirmek doğru olmaz.
Hedefe ulaşmaya çok az kalmışken erkenden şampiyonluk havasına girildi. 115 dakika boyunca gösterilen direnç ve konsantrasyon dağıldı. Şov erken başladı, Solomon tüm sezon buralarda yoktum tüm sezon yapacaklarımı bir maça sıkıştırayım diye düşündü, ancak ciddiyetini ve konsantrasyonunu 1 saniye bile kaybetmeden oynayarak bu düzeyde tutunabilecek olan Green ilk kez bu kadar dikkatsizce işler yaptı; pota altından oyuna sokulan topu rakibe verip bir de kendinden 30 cm uzun adam sayıyı atacakken ona yumuşacık bir faul yapıp ekstradan sayılar kazandırma gafletine düştü, Tanjeviç ilk 2 maçta hep geriden gelen takımının böylesi maçlarda çok zor kapanacak farklarla geriye düşmesini hep engellemişken, ilk kez takımının oyun düzeninin dışına çıkmasına, dağılıp gitmesine engel olmamadı. Üstüne Thornton attıkça atarken kısa savunmasının memleketteki üstadı Ömer Onan'ı cezalıymış gibi yanında tuttu.


Hele o son 10 saniyeye girilirken Thornton'un 3'lüğüyle oyuna denge geldiğinde son hücumumuz öncesinde mola hakkını kullanmayışı akıl alır gibi değil. Son 10 saniye maç berabere top sende ve mola hakkın var. Nefes alıp, hücum planı çizersin tahtaya üstüne üstlük topu pota altından değil yarı sahadan oyuna sokup 2-3 saniye kazancın olur. Ama Tanjeviç hücum öncesi değil savunma öncesi mola alan bir hoca olduğundan mıdır yoksa o 3'lüğü yiyiceğini hiç hesap etmediğinden midir hiç bir müdahele de bulunmadı ve son hücumda maçı alabilecek şansı yaratmak yerine son 10 saniyede önce topu kaptırıp maçı Efes'e hediye edip sonra da son saniye şutuyla oyunu uzatmaya götürebildik.
Dağılma bir kere başlamışken ve rakip seriyi uzatabileceğine inanmışken bu bozulmayı önlemek mümkün olamadı. Seri boyunca Charles Smith gibi çok özel yetenekleri olan bir oyuncuyu kilitlemeyi başarmışken dünkü maçta Schumpert ve Thornton'un şutlarına önlem alınamadı. Schumpert sıradan bir şutör sayılabilir, çok çabuk olmaması bu düzeyde savunmalar karşısında istediği boş şutları bulamamasına sebeb oluyor ama fizik olarak bize ters gelen bir yapıya sahip. 3 ler için uzun 4 ler için çabuk oyuncular her zaman bol bol şut imkanı buluyor bize karşı, Tanjeviç bir ara Rasim'i bile denedi ama durduramadı Schumpert'ı. Thornton'un 30 sayıya yakın atışı ise tam bir Tanjeviç klasiği sebebiyledir. Ömer Onan'ı yine unuttu.
Serinin ikinci maçında olduğu gibi Oğuz'u oyuna alıp sonra yaptığı ilk hatada kenara çekip bir daha da onu hiç düşünmemesi bu oyuncuya şansını başka bir takımda ara demekten başka bir şey değil. Bu tür inatçı, taviz vermez hareketlerin yarattığı yıkımlar kolay kolay tamir edilemiyor.

Tanjeviç osurdu, oyun kurucular da imam osurursa biz de sıçarız dediler. Yenilgi kaçınılmaz oldu. Buradan bir yıkım çıkacağını beklemek doğru değil. Tanjeviç'i ne kadar eleştirsekde maç sonundaki olgun açıklamaları ve yenilginin sorumluluğunu üzerine alıp, oyuncularını ortalığa atmaması, rezil hakem yönetimine hiç değinmeyip oyuncularının zihnine dış etkenler kaçış noktasını sokmaktan titizlikle kaçınması bize bu takımın hedefinden sapmasının kolay olmadığını gösteriyor.
Yenilginin sorumlularından birisi de bizdik. Bu memlekette basketbol taraftarlığı evet yok ama dünkü kadar kendi dalgasında bir topluluk final serisine hiç yakışmadı. Konsantrasyonun ve mücadelenin bu kadar üst düzeyde olduğu, seyredeni içine alan bir seride maç oynanırken Mehmet Topuz aleyhinde tezahuratlar yapan, rakip farkı eritirken, takım dağılırken dale şovla ciddiyeti elden bırakan takıma ayak uyduran, kendi oyuncuları faul atarken efes taraftarını ıslıklıyacağım diye oyuncusunun konsantrasyonunu bozan garip bir performans sergiledik dün.
Sonuç olarak seriye hareket, heyecan geldi. Ama zannediyorum ki Tanjeviç daha fazla action istemeyecek, vidaları sıkacaktır.



Hiç yorum yok: