Beklediğim üzere Galatasaray'lılar kendilerince ayar vermeye başlamışlar, hafta sonu Ülker'le oynuyoruz falan diye. ''Komik'' deyip geçilebilecek hafiflikte değil acı verici bir yaklaşım. Geçen yıl takımlarını basketbol liginin şampiyonu diye selamlamışlardı bir pankartla. Uzunca süre çözemedim o pankarttaki şiarın içierisinde gizli, derin anlamı.
Müessese takımları Efes ve Ülker'in final oynadığı sezonda yarı finale kalan tek kulüp takımı kendileri olduğu içinmiş. Finaldeki Ülker, Fenerbahçe Ülker'miş. Bir şirket isminin Fenerbahçe'nin önüne veya arkasına eklemlenmesi feci halde yaralıyıcıdır. Hele de o şirket basketbola yatırım yaptığı ilk yıllarda 94-95 sezonunda federasyona yatırımlarımızı keseriz tehditleriyle, boş tribünlere final maçı oynatma pahasına Fenerbahçe taraftarlarını salona almama çiğliğiyle şampiyonluğumuzu elimizden alan, basketbolun adil, çalışanın, hakedenin kazanacağı bir oyun olduğu inancımızı derinden sarsan bir markaysa.
Ama bu güya ayarcı arkadaşların kendi kapılarının önündeki pisliği süpürme sorumluluğu duymadan bizm kapımızın önündeki enkazla uğraşmaları artık cidden patolojik bir hal aldı. Kendi cafe crownlukları bizim ülkerliğimizden bir sezon öncesine dayanır ki, taraftarlığın, takım sevgisinin ciddi yatırımlar sonrası elde edilen başarılarla taçlanan bir gurur olmadığını çok iyi bilen Fenerbahçe'liler tarafından bile acı vericiydi bu gelişme. Bu gerçeği es geçip ''şampiyon olan Ülkerdi'', ''bu hafta Ülker'le oynuyoruz'' çiğlikleriyle olaya yaklaşmak hem ayıp hem düşündürücü. Konu Fenerbahçe olunca aklı selim düşünemeyen bünyeler olsa olsa büyük sponsorun aslan payını onlara değil bize vermesinden dolayı haset duyuyorlar. Bu aslan payını almaktan gururlandığımız düşünülmesin aksine Fenerbahçe'ye Ülker deme çiğliğindeki Galatasaray'lılar kadar, bizim stadımız modern ve şaşalı diye Galatasaray'ın stadına baraka, çöplük deme terbiyesizliğini gösteren Fenerbahçe'lilere, Galatasaray'la farklılıklarımızın kulübün ekonomik durumu olduğunu sanan başarı dönemi taraftarlarına da karşıyız.
Bizim için Fenerbahçe isminin önüne arkasına bir firma isminin eklemlenmesi kadar Galatasaray ismine eklemlenmesi de acı vericidir. Endüstriyelleşen sporun kulüp değerlerine, taraftarlık kültürüne vurduğu darbeler bizim kafamızda zonkladığı gibi rakiplerimizin kafasında zonklayınca da üzülüyoruz.
Ama aynı tavrı Galatasaray'lılardan beklemek sanırım boş bir hayal.
Müessese takımları Efes ve Ülker'in final oynadığı sezonda yarı finale kalan tek kulüp takımı kendileri olduğu içinmiş. Finaldeki Ülker, Fenerbahçe Ülker'miş. Bir şirket isminin Fenerbahçe'nin önüne veya arkasına eklemlenmesi feci halde yaralıyıcıdır. Hele de o şirket basketbola yatırım yaptığı ilk yıllarda 94-95 sezonunda federasyona yatırımlarımızı keseriz tehditleriyle, boş tribünlere final maçı oynatma pahasına Fenerbahçe taraftarlarını salona almama çiğliğiyle şampiyonluğumuzu elimizden alan, basketbolun adil, çalışanın, hakedenin kazanacağı bir oyun olduğu inancımızı derinden sarsan bir markaysa.
Ama bu güya ayarcı arkadaşların kendi kapılarının önündeki pisliği süpürme sorumluluğu duymadan bizm kapımızın önündeki enkazla uğraşmaları artık cidden patolojik bir hal aldı. Kendi cafe crownlukları bizim ülkerliğimizden bir sezon öncesine dayanır ki, taraftarlığın, takım sevgisinin ciddi yatırımlar sonrası elde edilen başarılarla taçlanan bir gurur olmadığını çok iyi bilen Fenerbahçe'liler tarafından bile acı vericiydi bu gelişme. Bu gerçeği es geçip ''şampiyon olan Ülkerdi'', ''bu hafta Ülker'le oynuyoruz'' çiğlikleriyle olaya yaklaşmak hem ayıp hem düşündürücü. Konu Fenerbahçe olunca aklı selim düşünemeyen bünyeler olsa olsa büyük sponsorun aslan payını onlara değil bize vermesinden dolayı haset duyuyorlar. Bu aslan payını almaktan gururlandığımız düşünülmesin aksine Fenerbahçe'ye Ülker deme çiğliğindeki Galatasaray'lılar kadar, bizim stadımız modern ve şaşalı diye Galatasaray'ın stadına baraka, çöplük deme terbiyesizliğini gösteren Fenerbahçe'lilere, Galatasaray'la farklılıklarımızın kulübün ekonomik durumu olduğunu sanan başarı dönemi taraftarlarına da karşıyız.
Bizim için Fenerbahçe isminin önüne arkasına bir firma isminin eklemlenmesi kadar Galatasaray ismine eklemlenmesi de acı vericidir. Endüstriyelleşen sporun kulüp değerlerine, taraftarlık kültürüne vurduğu darbeler bizim kafamızda zonkladığı gibi rakiplerimizin kafasında zonklayınca da üzülüyoruz.
Ama aynı tavrı Galatasaray'lılardan beklemek sanırım boş bir hayal.