3 Haziran 2010 Perşembe

Şampiyon...


Dünkü maçın böyle başlayacağını düşünüyorduk, maçtan önce FB TV'de konuşurken takımın maça Mike Tyson girişi yapabileceğini söylemiştim.

Ergin Ataman'ın geçen yıl şampiyonluğu kazanırken uyguladığı en önemli taktik ortamı germekti, bu sezon da bunu deniyor ama denedikçe sanki kendi silahı bu kez kendini vuruyor gibiydi. Bu gerginlik ortamı dünkü maçta Efes Pilsen'i boğacak, sindirecek bir ortamı iyiden iyiye mayalandırmış görünüyordu.

Fenerbahçe'nin seri boyunca iyi savunma yapıp, savunma ribauntları sonrası çabuk hücuma çıkabildiği, hızlı hücümlarla savunma yerleşmeden atabildiği sürece maçlarda dominant olabildiğini buna karşılık savunma yerleştikten sonra rahat hücum edemediğini ve maçlara bu şekilde denge geldiğini gördük.

Dünkü maça yine çok agresif bir savunmayla başlayıp Efes'i hücumda tek yapabildiği şeye, dışarıdan atmaya mahkum eden şampiyonluğa inanmış takım beklendiği gibi henüz ilk periyotta farkı çift haneli rakamlara çıkartmayı başardı.

Ama asıl kaygı duyduğumuz bundan sonra ne olacağıydı.

Erken bir farkı bekliyorduk ama erken farkın doğal sonucu olarak rakibin ön alanda başlatacağı baskıya karşılık bizim takımın rehavete kapılabileceğini ve hücum düzenini bozup, gereksiz ve acele atışlar yapabileceğini düşündük ama şaşırtıcı biçimde artık maçın geri dönüş ihtimalinin kalmadığı son periyodun ortalarına dek bir an olsun gevşemeyen bir takım vardı sahada.

Bu takımın son 4 sezonda 3 kez şampiyon olması önemlidir. Ömer Onan, Mirsad, Semih, Oğuz gibi oyuncular final oynamayı, finallerde kazanmayı iyi biliyorlar. Dün bunu bir kez daha gösterdiler.

Efes Pilsen fark açıldıkça, hücumdaki tek numarası olan dış şutlara iyiden iyiye bel bağladı tabii bunda 3 periyotta toplam 32 sayıya izin veren Fenerbahçe savunmasının 3 sayı çizgisinden daha yakın bir bölgeye top geçişine izin vermeyen yürekli savunması önemli rol oynadı.

Öyle bir savunma yapıldı ki, ilk periyot bittiğinde Efes Pilsen'in sadece bir tane 2 sayılık şut isabeti vardı.

Kadrosunda Nachbar, Smith gibi usta suikastçileri Rakoceviç gibi Avrupa basketbolunun durdurulması en güç skorerlerinden birisini bulunduran bir takıma 3 periyotta sadece 32 sayı izni vermek akıl almaz bir başarı.

Hiç yorum yok: