9 Haziran 2010 Çarşamba

Oyuncularımızın final performansı; Oğuz Savaş


Ertuğrul Erdoğan'ın final serisi boyunca rolleri ve süreleri derli toplu dağıtması sayesinde sahada olduğu süre boyunca nihayet gerçek bir pivot olarak oynayabildi.

Cüssesine göre hayli gelişkin meziyetleri ve oyun zekası sebebiyle gayet tehlikeli bir hücum silahı olmasına rağmen, dayanıklılık, güç ve devamlılık sorunları olduğu aşikar. Çabukluk konusundaki sıkıntılarının ise hücumda değil savunmada yaşandığını düşünüyorum.

Efes Pilsen'in pota altı savunmasının, oyun anlayışları ve kadro yapıları sebebiyle yumuşak ve güçsüz olmasına karşın Oğuz'un seri boyunca 8,3 sayı ortalaması tuturmuş olması onun eksi hanesine yazılmalı. Aldığı süre maç başına 14,7'yle sınırlı ama yine de onun gibi muazzam pota altı yeteneklerine sahip bir uzunun yıllardır örtemediği defolarının; savunmadaki yavaşlığının, sertlik karşısında dağılıyor oluşunun ve devamlılık sorunlarının bu kadar az süreler almasının temel sebebi olduğunu artık anlamalı.

Dikkat çekici bir nokta; seri boyunca koçun onu yüksek postta neredeyse hiç kullanmamış olmasıydı, son iki sezonda maç başına ortalama 1 üç sayılık atış kullanırken final serisinde 6 maç boyunca sadece bir kez (onu da atıp atmamayı uzun süre düşündü) dış şut kullanmış olması, koçun onu tam anlamıyla boyalı alanda kullanmaya hazırlamış olduğunun bir işareti.

Sezonun önemli bir bölümünde, Fenerbahçe'den ayrılacağı dedikoduları ortalıkda dolaştı, Tanjeviç'in rotasyonundan memnun olmadığı sır değil ama final serisi boyunca şampiyonluğpa olan inancı ve takımıyla arasındaki olan aidiyet bağı diğerlerinden farklı değildi.

Final istatistikleri şöyle; ortalama süre 14,7 sayı 8,3 ribaund 2,8 asist 1,2.

Hiç yorum yok: