Birçoğumuz için hala yetenekleri ve beklentilerimiz paralelinde geliştirebilmiş değil kendisini, final serisinde çok daha dominant bir Emir beklentisi olması doğal zira büyük oyuncu olması beklenen bu çocuğun ''alın bu şampiyonluğu ben kazandırdım'' demesi bekleniyor.
Ama harika yeteneklerine, bir çok pozisyonu oynayabilme becerisine, hücumda çok fazla alternatifleri olmasına karşın belki de en önemli zaafı olan istikrarlı bir şutör olamaması ondan beklenen türden patlamayı yapmasını engelliyor belki de.
Bazen mesela 4. maçtaki gibi çok kritik anlarda kritik şutları sokup maçları çevirevbilir ama hiç kimse o bomboş şuta kalktığında nasılsa sokar rahatlığında olamıyoruz.
Buna karşılık, mesela 2. maçta takım 3. çeyrekteki geri dönüşünü yaşarken yaptığı gibi oyun zekasını öyle bir kullanırki takımınız rakibinize göre üstün olan yanlarını rahatlıkla kullanabilir.
Emir'i Bodiroga'ya benzetenlere hep karşı çıkmışımdır. Zira Bodiroga her zaman ne yapacağı belli olan ve çok istikrarlı performanslar sergileyen bir oyuncuydu Emir aksine sürprizlere açık bir oyuncu.
O hücum ederken sağdan mı soldan mı drive edecek, yoksa driblingi kesip şut mu atacak bilemezsiniz, penetresini kesmek çok güç çünkü klasik bir bitirişi yok, durup rakibinin koltuk altından elini uzatıp topu potaya bırakmak gibi abuk bitirişleri dahi var.
Final serisinin patlayan bombası olamadıysa da, takımın hücumda sıkıştığı dönemlerde önemli katkılar sağladı. Ama onun yetenekleri ölçüsünde katkı verdiğini söylemek güç.
En önemli özelliği olan asistçiliğini en çok kaybedilen iki maçta kullanmış olması ilginç bir not. Belki de işler iyi gittiğinde değilde, hücumda sıkıştığımızda onun eline daha çok bakmış olmanın getirdiği bir sonuçtur bu.
21.56 süre ortalamasıyla oynayıp, 7,5 sayı ortalaması tuturmuş, Toplamda 12 asist yapmışki,2 asist ortalamasının onun için iyi bir rakam olmadığını söylemek lazım. Skora bu kadar az etki etmişken maç başına 2,3 top kaybı yapmış olması da önemli bir handikap.
Ama harika yeteneklerine, bir çok pozisyonu oynayabilme becerisine, hücumda çok fazla alternatifleri olmasına karşın belki de en önemli zaafı olan istikrarlı bir şutör olamaması ondan beklenen türden patlamayı yapmasını engelliyor belki de.
Bazen mesela 4. maçtaki gibi çok kritik anlarda kritik şutları sokup maçları çevirevbilir ama hiç kimse o bomboş şuta kalktığında nasılsa sokar rahatlığında olamıyoruz.
Buna karşılık, mesela 2. maçta takım 3. çeyrekteki geri dönüşünü yaşarken yaptığı gibi oyun zekasını öyle bir kullanırki takımınız rakibinize göre üstün olan yanlarını rahatlıkla kullanabilir.
Emir'i Bodiroga'ya benzetenlere hep karşı çıkmışımdır. Zira Bodiroga her zaman ne yapacağı belli olan ve çok istikrarlı performanslar sergileyen bir oyuncuydu Emir aksine sürprizlere açık bir oyuncu.
O hücum ederken sağdan mı soldan mı drive edecek, yoksa driblingi kesip şut mu atacak bilemezsiniz, penetresini kesmek çok güç çünkü klasik bir bitirişi yok, durup rakibinin koltuk altından elini uzatıp topu potaya bırakmak gibi abuk bitirişleri dahi var.
Final serisinin patlayan bombası olamadıysa da, takımın hücumda sıkıştığı dönemlerde önemli katkılar sağladı. Ama onun yetenekleri ölçüsünde katkı verdiğini söylemek güç.
En önemli özelliği olan asistçiliğini en çok kaybedilen iki maçta kullanmış olması ilginç bir not. Belki de işler iyi gittiğinde değilde, hücumda sıkıştığımızda onun eline daha çok bakmış olmanın getirdiği bir sonuçtur bu.
21.56 süre ortalamasıyla oynayıp, 7,5 sayı ortalaması tuturmuş, Toplamda 12 asist yapmışki,2 asist ortalamasının onun için iyi bir rakam olmadığını söylemek lazım. Skora bu kadar az etki etmişken maç başına 2,3 top kaybı yapmış olması da önemli bir handikap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder