6 Mayıs 2010 Perşembe

Final serisi değerlendirmesi


Final serisinin başlamasına saatler kala seriyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak lazım.
Öncelikle iki takım arasındaki son maçın, savunma ve fizik güç ağırlıklı, yüksek konsantrasyonla ve takım oyunundan hiç ödün vermeden oynanmış oluşuna bakarak, birbirinden değerli oyunculardan kurulu bu iki takımın final maratonunun Euroleague finallerini aratmayacak ölçüde sert ve mücadele düzeyi yüksek maçlara sahne olacağını beklemek yanlış olmaz.
Bizim cenahta, sezon başında bile bile bu kadronun kapasitesinin ve bu kadrodan beklentilerin altında bir hocayla yola devam edilmesi yanlıştı, bu yanlıştan dönülmeyeceğini ama bu yanlışın bir yerde patlayacağı gün gibi açıkken play-off lar arefesinde olan oldu. Şu aşamada, olanları tartışmak anlamsız. Aydın Uğuz'un görgüsüne, Fenerbahçe'liliğine, oyuncularla olan güçlü iletişimine, bu şubede yıllardır verdiği emeğe paralel olarak kazandığı deneyimine güveniyoruz.
Galatasaray cephesinde ise harcanan paralar ve yapılan önemli transferlere rağmen takım olamama sorunları çok fazla baş ağrıtırken, play-off lara girilirken ciddi bir toparlanma ve gelişme süreci yaşandığı görülüyor.
Fenerbahçe'nin rotasyonunun dar oluşu, Galatasaray'da ise zor zamanlarda sorumluluk altına girenlerin sadece yabancı oyuncular oluşu serinin gidişatını belirleyecek önemli handikaplar gibi duruyor.
Fenerbahçe, takım düzenini daha da önemlisi kadro kimyasını oturtmuş bir takım oluşuyla seriye bir adım önde başlıyor, Galatasaray son transferi Tamika Catchings'le önemli bir iş yapmış oldu. Catchings sadece önemli bir yıldız değil, savunması üst düzeyde olan ve takımını kazanmak için ateşleyebilen bir lider. Zaten Galatasaray'ın, kaliteli oyunculardan kurulu ama kolay teslim olan takım yapısında onun gibi bir lider oyuncunun eksikliği önemli bir gedikti.
Ama Catchings'in gelişiyle oyun kurucusuz bir takım olmayı seçtiler, herhalde final serisinde başlarını en çok ağrıtacak konu da bu olacaktır.
Nilay önde baskıyı yiyince, çabuk oynamayı seçiyor ama Fenerbahçe gibi arı çalışkanlığında savunma yapan üç ön alan oyuncusuna (Birsel-Esmeral-Taylor) sahip Fenerbahçe karşısında Nilay'ın bu tercihi aceleci ve çok yop kaybı yapılan bir düzensizliğe tekabül edebilir.
Bu durumda Catchings'e hücumda etkili olacağı alanlarda topu taşımak yerine ondan topu karşı alana götürmesini istemek Galatasaray'ın hücum planlarını alt üst edebilir.
Bu senaryonun yaşanmasını bekleyebiliriz. Ama bizim takımın rotasyon sorunu, Galatasaray'ı bozacak böylesine etkili bir tam saha presi ve etkili ön alan savunmasını üst üste oynanacak 3-4 maçta uygulamayı zorlaştırabilir. Bu noktada, Begüm'ün sakatlığı beklenenden çok daha önemli bir handikap olabilir.
Herşeye rağmen kendi taraftarın önünde ve taraftar desteğini arkasına alarak oynayacak takımımızın Galatasaray karşısında bu ilk 2 maçtaki en önemli silahı guarda uygulanacak baskıyla rakibin hücum düzenini alt üst edebilme becerisi olacaktır.
Sezon başında Galatasaray'a oranla en büyük zaafı pota altında yaşadığımız söylenebilir. Ebony'nin dönüşüyle birlikte bu handikap büyük oranda giderildi. Yine de Galatasaray'a oranla şutu, çabukluğu, ikili oyunları oynama becesi daha yüksek oyunculara sahip olmamıza rağmen Galatasaray'ın uzunlarının sertliği ve yer tutma becerilerinin özellikle onlara hücum ribaundlarında önemli bir avantaj sağladığını söylemek lazım.
Savunmada çok fazla ribaunt vermek bazen her şeyi alt üst edebiliyor. Rakibinizin tüm hücum silahlarını büyük bir özveri ve konsantrasyonla susturmayı başarmışken, bir anlık bir dikkatsizlikle onlara bir kez daha hücum etme şansı vermek kadar savunma direncinin dibine dinamit koyacak başka bir şey yoktur. Ebony sahadayken bu zaafı giderebilir ama onun kenarda olduğu sürelerde Galatasaray hücum ribauntlarıyla 2. şansları yakalayabilir.
Fenerbahçe'nin Galatasaray'a karşı en önemli avantajı, oturmuş kadrosu ve her alanda sorumluluğun tüm oyuncularla paylaşılıyor oluşuyken, Galatasaray Catchings'in liderliği, Katie Douglas'ın öldürücü şutları, Young'ın pota altındaki dağıtıcı gücü, Leuchanka'nın bizim uzunlara ters gelen sürprizleriyle üstünlük kurmaya çalışacak.
Galatasaray'ın, bu güne dek pek verim alımadığı yerli oyuncuların bu seride önemli bir atılım yaşamamaları durumunda toplamda 3 maç Fenerbahçe'ye üstünlük sağlaması pek mümkün görünmüyor.
Sert ve zor maçları daha iyi oynayan takımımızın dar rotasyon sebebiyle düzeni bozulmadığı sürece final serisinin galibi olarak ard arda 5. şampiyonluğuna ulaşacağına inanmak için çok sebebimiz var.

Hiç yorum yok: