Kuralar çekildiğinde Zalgiris'in grubun en zayıf takımı olduğunu düşünenler çoktu ama bir gerçek var ki, Kaunas sokaklarında dolaşıp hasbelkader 12 kişiyi yoldan çevirseniz onlardan kuracağınız bir takım bile az çok iş yapar.
Avrupa'nın en köklü basketbol geleneğine sahip takımlarından birisi olan, eski S.S.C.B'nin ve sonrasında Litvanya'nın basketbol başkenti Kaunas'ın takımı olan Zalgiris'in son yıllarda Litvanya'nın en güçlü medyasının desteğini arkasına alan Lietuvos Rytas'ın ardında kaldığı söylenebilir. Ama 3-5 yıllık maddi kaynaklı sorunlar Avrupa'nın bu belki de en köklü basketbol okulunun gücünden çok bir şey kaybettirmiyor. Sürekli olarak yeniden üretiyorlar kendilerini. Her yıl yeni yıldızlar yetiştirip, tahminlerin çok ötesinde başarılar elde etmeleri muhtemeldir.
Kuralar çekildiği zaman son bir kaç yıldır kendilerini çok zorlayan ve kulübü iflasın eşiğine getiren maddi sorunların yarattığı yıkımla sadece 2-3 kişilik bir kadro ellerinde kalmışken şu anda yavaş yavaş önümüzdeki yılın kadrosunu şekillendirmiş durumdalar. Kaldı ki alttan gelen genç oyucular içerisinde bu sezon önemli patlamalar yapabilecek oyuncuları var. Geçen sezon hem Litvanya hem de Baltık liglerinde tüm kupaları Rytas'a kaptıran Zalgiris'in geri dönüş sezonu olabilir bu yıl.
En büyük kayıpları, 1-2 yıl içerisinde Avrupa'nın en iyi uzun forvetlerinden birisi olması muhtemel olan 2.09'luk Paulius Jankunas'la takımın hücumdaki lideri olan Litvanya'lı kısa skorerlerin klasik mükemmel fundemantel ve mükemmel oyun zekasına sahip bu özelliklerine savaşçılığıda eklemiş olan Jonas Mačiulis'u ellerinde tutamamış olmaları. Mutlaka alttan gelen oyuncularla kadroyu destekleyeceklerdir, zaten her yıl en iyi 1-2 oyuncusunu kaybetmeye alışkın olan Avrupa basketbolunun fabrikası konumundaki Rytas'ın kayıplarını telafi etmesi güç olmayacaktır.
Mačiulis'un yerine ona göre daha yumuşak hücum eden Dainius Salenga'yla doldurmak isteyecekler ama Mačiulis'un agresifliği ve sert savunmalar karşısındaki delici özellikleri onda yok. Hızlı ve bol yardımlaşmalı hücum düzenlerinde bu iki oyuncuyu kaybettikleri için mutlaka sorun yaşayacaklar ama içeride de özellikle Olimpija'dan aldıkları 2.20'lik dev Mirza Begic transferiyle geçen yıla göre daha güçlü hale geldiler. Bu pozisyon için öncelikle bizim eski oyuncumuz Kambala'yla ilgilendikleri söyleniyordu ama o olmadı. Aslında Kambala Begic'e göre elbette daha tehlikeli bir hücum gücü ama stili biraz bizim Ömer Aşık'a benzeyen Begiç'in özellikle tehditkar bir blogcu olduğunu ve savunmasıyla Zalgiris'in arkasını sağlama alacağını söylemek lazım.
Begic dışında ayıboğan kontenjanından Povilas Cukinas Litvanya'ya döndü, ayrıca iki sezon öncesinin Eurolegue ribaunt kralı Amerikalı Travis Watson'ı da alıp ağır, iri yarı oyunculardan kurulu uzun rotasyonuna hareket kattılar, Jankunas'ın boşalttığı bölgede patlama yapması muhtemel olan genç yetenekleri Tadas Klimavicius'u da kadroda tutmayı başardılar.
Ama en önemli transferleri belki de Marcus Brown oldu. Euroleague'de tüm zamanların sayı kralı ünvanına sahip olan 35 yaşındaki kısa forvet belki eskisi kadar hareketli ve çabuk değil ama eski takımının revize olmuş genç kadrosuna tecrübesiyle katacağı çok şey olabilir.
Kuralar çekildiğinde gruptan çıkabilmek için Kaunas'la birlikte bir takımı daha altımıza almamız lazım deniyordu ama gelinen noktada onların bu kadar güçsüz olduğunu söyleyemeyiz.
Avrupa'nın en köklü basketbol geleneğine sahip takımlarından birisi olan, eski S.S.C.B'nin ve sonrasında Litvanya'nın basketbol başkenti Kaunas'ın takımı olan Zalgiris'in son yıllarda Litvanya'nın en güçlü medyasının desteğini arkasına alan Lietuvos Rytas'ın ardında kaldığı söylenebilir. Ama 3-5 yıllık maddi kaynaklı sorunlar Avrupa'nın bu belki de en köklü basketbol okulunun gücünden çok bir şey kaybettirmiyor. Sürekli olarak yeniden üretiyorlar kendilerini. Her yıl yeni yıldızlar yetiştirip, tahminlerin çok ötesinde başarılar elde etmeleri muhtemeldir.
Kuralar çekildiği zaman son bir kaç yıldır kendilerini çok zorlayan ve kulübü iflasın eşiğine getiren maddi sorunların yarattığı yıkımla sadece 2-3 kişilik bir kadro ellerinde kalmışken şu anda yavaş yavaş önümüzdeki yılın kadrosunu şekillendirmiş durumdalar. Kaldı ki alttan gelen genç oyucular içerisinde bu sezon önemli patlamalar yapabilecek oyuncuları var. Geçen sezon hem Litvanya hem de Baltık liglerinde tüm kupaları Rytas'a kaptıran Zalgiris'in geri dönüş sezonu olabilir bu yıl.
En büyük kayıpları, 1-2 yıl içerisinde Avrupa'nın en iyi uzun forvetlerinden birisi olması muhtemel olan 2.09'luk Paulius Jankunas'la takımın hücumdaki lideri olan Litvanya'lı kısa skorerlerin klasik mükemmel fundemantel ve mükemmel oyun zekasına sahip bu özelliklerine savaşçılığıda eklemiş olan Jonas Mačiulis'u ellerinde tutamamış olmaları. Mutlaka alttan gelen oyuncularla kadroyu destekleyeceklerdir, zaten her yıl en iyi 1-2 oyuncusunu kaybetmeye alışkın olan Avrupa basketbolunun fabrikası konumundaki Rytas'ın kayıplarını telafi etmesi güç olmayacaktır.
Mačiulis'un yerine ona göre daha yumuşak hücum eden Dainius Salenga'yla doldurmak isteyecekler ama Mačiulis'un agresifliği ve sert savunmalar karşısındaki delici özellikleri onda yok. Hızlı ve bol yardımlaşmalı hücum düzenlerinde bu iki oyuncuyu kaybettikleri için mutlaka sorun yaşayacaklar ama içeride de özellikle Olimpija'dan aldıkları 2.20'lik dev Mirza Begic transferiyle geçen yıla göre daha güçlü hale geldiler. Bu pozisyon için öncelikle bizim eski oyuncumuz Kambala'yla ilgilendikleri söyleniyordu ama o olmadı. Aslında Kambala Begic'e göre elbette daha tehlikeli bir hücum gücü ama stili biraz bizim Ömer Aşık'a benzeyen Begiç'in özellikle tehditkar bir blogcu olduğunu ve savunmasıyla Zalgiris'in arkasını sağlama alacağını söylemek lazım.
Begic dışında ayıboğan kontenjanından Povilas Cukinas Litvanya'ya döndü, ayrıca iki sezon öncesinin Eurolegue ribaunt kralı Amerikalı Travis Watson'ı da alıp ağır, iri yarı oyunculardan kurulu uzun rotasyonuna hareket kattılar, Jankunas'ın boşalttığı bölgede patlama yapması muhtemel olan genç yetenekleri Tadas Klimavicius'u da kadroda tutmayı başardılar.
Ama en önemli transferleri belki de Marcus Brown oldu. Euroleague'de tüm zamanların sayı kralı ünvanına sahip olan 35 yaşındaki kısa forvet belki eskisi kadar hareketli ve çabuk değil ama eski takımının revize olmuş genç kadrosuna tecrübesiyle katacağı çok şey olabilir.
Kuralar çekildiğinde gruptan çıkabilmek için Kaunas'la birlikte bir takımı daha altımıza almamız lazım deniyordu ama gelinen noktada onların bu kadar güçsüz olduğunu söyleyemeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder