Bugünkü Tofaş maçı, sezonun en zevksiz maçlarından birisini sahne oldu. Can Maxim ve Rasid Mahalbasic'in maçın en skorer iki oyuncusu olması dışında üzerine değinilecek pek fazla bir şeyde yoktu maçta.
Kısa kısa bir iki not düşmek gerekirse;
- Mirsad 35'ine merdiven dayamışken adam oldu. Tamam bazen bildiğin Mirsad atışlarını yapıyor ama ilk kez herkesle bu kadar uyumlu ve takımdaki her oyuncuya bu kadar saygılı. Kenardayken kavgacı değil güleryüzlü.
- Can Maxim, ekseriyetle maçlar kopmuşken oyuna giriyor bu yüzden hakkında derli toplu bir değerlendirme yapmak mümkün değil. Ama onun zaten cesur bir şutör olduğunu biliyoruz, potaya bakmaktan bugünde korkmadı A takım kariyerinde ilk kez takımının en fazla sayı atan oyuncusu oldu. Uzunların perdelerini değerlendirip penetre etmekten çekinmemesi çok mühim ama tam ritmini bulmuşken işin suyunu kaçırıp saçma bir hücum faul yaptı, bunları yapmamayı öğrenecek. Skor almış başını gitmişken değil, kafa kafayayken daha fazla oynarsa savunma sertliğini de geliştirme şansı bulacak. Bugün 2 hücum ribaundu aldı. Ki bundan önceki maçlarda da yaptı bunu, aslında hücum ribauntlarında ortalığı bu kadar karıştırması karakteristik özelliği değil ama bu düzeyde kendini kabul ettirmek için ekstra işlere soyunuyor.
- Can'la beraber Erbil'e de dikkat etmeli. İlk zamanlarda hayli ürkekti. Bugün hem hızlı hücuma çıkartmaya çalıştı takımı hem de sık sık penetre etmeye kaltı bu özgüveninin gelişmeye başladığının işaretidir. Sırada bekleyenler gençleri de yüreklendirir onun bu hali.
- Öte tarafta Mahalbasiç hakikaten iyi kumaşmış. İyi bir guardla oynasa Yüksek posttan ışık hızıyla içeri devrildiği o pozisyonlarda eline topu ulaştırabilen olsa daha da fazla atardı. Bileği düzgün, adımları düzgün, koordinasyon yeteneği yüksek ama henüz pota altı oyuncusu değil. Sertleşmeli, itiş kakıştan yılmamalı, geleceği pivot mevkisinde değil 4 numarada gibi görünüyor.
Kısa kısa bir iki not düşmek gerekirse;
- Mirsad 35'ine merdiven dayamışken adam oldu. Tamam bazen bildiğin Mirsad atışlarını yapıyor ama ilk kez herkesle bu kadar uyumlu ve takımdaki her oyuncuya bu kadar saygılı. Kenardayken kavgacı değil güleryüzlü.
- Can Maxim, ekseriyetle maçlar kopmuşken oyuna giriyor bu yüzden hakkında derli toplu bir değerlendirme yapmak mümkün değil. Ama onun zaten cesur bir şutör olduğunu biliyoruz, potaya bakmaktan bugünde korkmadı A takım kariyerinde ilk kez takımının en fazla sayı atan oyuncusu oldu. Uzunların perdelerini değerlendirip penetre etmekten çekinmemesi çok mühim ama tam ritmini bulmuşken işin suyunu kaçırıp saçma bir hücum faul yaptı, bunları yapmamayı öğrenecek. Skor almış başını gitmişken değil, kafa kafayayken daha fazla oynarsa savunma sertliğini de geliştirme şansı bulacak. Bugün 2 hücum ribaundu aldı. Ki bundan önceki maçlarda da yaptı bunu, aslında hücum ribauntlarında ortalığı bu kadar karıştırması karakteristik özelliği değil ama bu düzeyde kendini kabul ettirmek için ekstra işlere soyunuyor.
- Can'la beraber Erbil'e de dikkat etmeli. İlk zamanlarda hayli ürkekti. Bugün hem hızlı hücuma çıkartmaya çalıştı takımı hem de sık sık penetre etmeye kaltı bu özgüveninin gelişmeye başladığının işaretidir. Sırada bekleyenler gençleri de yüreklendirir onun bu hali.
- Öte tarafta Mahalbasiç hakikaten iyi kumaşmış. İyi bir guardla oynasa Yüksek posttan ışık hızıyla içeri devrildiği o pozisyonlarda eline topu ulaştırabilen olsa daha da fazla atardı. Bileği düzgün, adımları düzgün, koordinasyon yeteneği yüksek ama henüz pota altı oyuncusu değil. Sertleşmeli, itiş kakıştan yılmamalı, geleceği pivot mevkisinde değil 4 numarada gibi görünüyor.
- Emir ve Tomas bir terazinin iki kefesi gibi biri yükseliyor diğeri düşüyor.
- Lavrinoviç iki maçtır savunmada çok çabalıyor, özel olarak buna dikkat edilmeli. Takımın Greer'la beraber en kötü savunmacısı her topa el sokuyor.
- Oğuz hata yapınca, ertesi pozisyonda saçmalamak zorunda mı ? Bu çocuğun hata yaptığı pozisyonu ardında bırakmayı öğrenmesi lazım.
- Maçın 2. yarısı boyunca pota arkasındaki tribünden Ömer Abi, (Kinsey'i kastederek) Zenci Abi forma versenize diye bağırıp, Ömer'e yeter ulan dedirten, Cenk Renda'ya maçı terkettiren ve bizim kafamızı s...n çocuk maç çıkışında salondan metrobüse kadar tek başına hiç susmaksızın tezahuratlar yaparak yürüyerek cümle Ataköy sakinlerininde kafasını s...ti. Bu çocuktaki enerjiye sahip bir önliberonun acilen futbol takımımıza transfer edilmesini talep ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder