21 Ocak 2011 Cuma

TOP 16 ilk maçlar - E grubu




Top 16'da ilk maçlar dün gece sona erdi.
Kısa bir değerlendirme yapmalı.
E grubundan başlayalım; Sezonun performansı geçen yıllara oranla düşen takımlarından Panathiniakos ve Caja Laboral'ın bulunduğu grupta takımların ilk tur performanslarına bakınca ''kolay grup'' sıfatını hakediyor gibi durabilir ama unutmamak lazım ki, PAO Euroleague'de kazanmak deyince akla gelen ilk takımdır. Onlarda, bu sezona bir çok takım gibi eksikler, sakatlıklar ve yorgunluklarla başladılar. Ama ne olursa olsun Euroleague'in en agresif takımlarından birisi olan ve ligin kuşkusuz en iyi savunmacısı Diamantidis'in dümenini idare ettiği PAO mücadele ettiği her platformda şampiyonluk adayıdır.
İlk maçlarında Lietuvos Rytas'ı deplasmanda farklı yendiler. 1 ay kadar önce Litvanya'da Barcelona'yı yenen Rytas sezon başından bu yana kadrosunda rötüşlar yaparak buraya kadar gelebildi. SARAS'ın kısa süreli dönüşü onların ilk tur gruplarında Cholet'i altlarına alıp TOP 16'ya kalmalarına katkıda bulundu ama Saras'ın yoluna Fenerbahçe'de devam etmeye karar verişi sonrası mevcut kadrolarına Jasaitis takviyesi yapmaları onlara yetmeyecektir. Litvanya takımları her zaman tehlikelidir ama onların kadro kalitesi daha fazlasını yapabilecek durumda değil.
Bu grupta PAO kuşkusuz Spanoulis ve Pekoviç sonrası halen hücumda kalitelerini belli bir düzeye çekme sorunu yaşıyorlar. Perperoglou'nun yıldızları azalan ve darlaşan kadroda daha fazla sorumluluk alışı ve önemli sayılabilecek ölçüde skora katkı yapışı onlar için önemli ama halen Diamantidis ve Batiste sırtlıyor takımı. Kadroları geçen yıllara göre hayli dar, pota altı rotasyonları sıkıntılı. Skorer kimliğiyle oyunu domine edebilecek bir isim çıkaramıyorlar. Bu konuda Drew Nicholas gibi istikrarsız bir isme güvenmek ise risk.
Yine de, dediğimiz gibi PAO ismi, koç Obradoviç, Diamantidis ve Batiste'nin Euroleague'de anlamı ''kazanmak''tır.
Bu grubu ilginç kılan özellik herhalde 2 İspanyol takımının grupta yer alıyor oluşudur. Caja Laboral ACB şampiyonu olarak yeni sezona girişiyle ligin favorilerinden birisi olarak addedildi. Malaga ise önemli transferler yaparak başladı sezona ama her iki takımda beklentilerin altında performans gösterdi diyebiliriz. Malaga ligin en iyi guardlarından Terrell McIntyre'ı Siena'dan kopartarak bu sezon için kendisinden beklentileri yükseltmişti ama McIntyre ve Saul Branco'nun sakatlıkları, bir türlü oturmayan düzenleri beklentilerin boşa çıkmasına sebeb oldu. TOP 16'da onlar için belki de en önemli maçı oynadılar ve Caja Laboral'e kendi evlerinde yenildiler. PAO ve Caja Laboral'in arasından sıyrılıp grupta ilk 2'ye girebilmek artık onlar için hiç kolay olmayacak.
Caja Laboral geçen yıl yeni bir yola girip, kadroyu genç ve savaşçı oyuncularla yeniden yapılandırmış ve koç İvanoviç'in tecrübesiyle ACB'de şampiyonluğu Avrupa şampiyonunun elinden kapmıştı. İlk turda geçen yılki yeniden yapılanmanın ilk senesinde yakaladıkları bu başarıyı gölgede bırakacak bir performans bekleniyordu onlardan ama olmadı. Yine de Caja Laboral Malaga'yı da Rytas'ı da geride bırakıp PAO'yla beraber bu gruptan çıkacaktır.
Caja Laboral'da Malaga kaşısında ilk kez forma giyen Uruguay'lı Esteban Batista'nın 10 sayı 14 ribaundluk performansını es geçmek olmaz. Hücumda gayet iyi performanslar sergileyen Stanko Barac'da eksik olan savaşçı yön onda var.
Bu grupta PAO ve Caja Laboral sıralamada ilk maçlar sonunda elde ettikleri yerleri korurlar gibi görünüyor.

Hiç yorum yok: