Vidmar'ın, tam da, ''bu sezon hiçbir şey ters gitmeyecek mi'' derken tadımızı kaçıran sakatlığı sonrası beklenen transfer hamlesi gerçekleşiyor gibi.
Henüz imzalar atılmamış olsa da, resmi siteden duyurulduğu üzere, harika bir kolej kariyerinin ardından NBA'de bir türlü dikiş tutturamayan Sean May ile sağlık kontrolleri sonrasında imzalar atılacaktır.
Bu sezon, geçen yıllardaki gibi birden çok fikrin ürünü bir karmaşanın ürünü olan değil, işi bilen ekibin titizlikle oluşturduğu ve hedeflenen başarılara ulaşabilecek doğru planlarla yaratılmış bir kadro var elde. Atılan doğru adımlar, sezon boyunca doğru işlerin yapılacağı umudunu doğuruyor bizde. Ama, peşinen söylemek lazım ki; Sean May transferi ilk bakışta, bu sezonun en defolu hamlesi gibi görünüyor.
Herşeyden önce, kariyeri sakatlıklar sebebiyle kesintiye uğramış, fizik açıdan şu anda sezonun tam ortasında olan bir takımın ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bir oyuncu transferi soru işareti yaratır kafalarda. Buna rağmen, işin başında Aydın Hoca olunca, kafada her atılan adımı doğru olarak yorumlama telaşıyla şöyle bir düşünce oluşmuyor da değil; şu an 4 uzuna sahip olan takımın TOP 16 gruplarına kadar Vidmar'dan doğan boşluğu kendi kaynaklarını kullanarak doldurması bu sırada Sean May'in fit hale getirilip kendisinden TOP 16 sürecinde ve sonrasında verim alınması düşünülebilir.
Ama kendimizi olumlu düşünme adına ne kadar zorlarsak zorlayalım, bu kadar diz sakatlığı sorunu yaşamış bir uzundan bundan sonra tam anlamıyla bir pivot gibi hücum etmesini bekleyemezsiniz. Fundementali arkası dönük oyuna ne kadar uygun olursa olsun, ciddi diz sakatlıkları yaşamış bir uzun hücum alışkanlıklarını ister istemez değiştirir. Takımın Vidmar'ın sakatlığı sonrası oynadığı 2 maçtada gördüğümüz üzere, onun yokluğu sadece çokca dile getirildiği gibi savunma direnci ve sertliğinin azalmasını doğurmadı. Bunun yanısıra Vidmar'ın zayıf olan yönü oyunun hücum tarafı olmasına rağmen Vidmar'sız takım, Oğuz'un kenarda olduğu zamanlarda hücum opsiyonlarından boyalı alana topu indirmeyi çıkarmış görünüyor. Arkasına savunmacısını alıp rakibi pota altına sürükleyip, hücumun merkezini de oraya iten bir güce sahip olmayınca, pota altı itiş kakışından kaçıp daha ziyade şut ve yüzü dönük oyunları tercih eden uzunlar elde varken sağlam, güçlü bir Sean May bile doğru bir transfer gibi görünmezken, diz problemlerinden dolayı sırtını potaya dönmekten kaçınacak bir Sean May sezonun yanlışı olacak gibi bir izlenim doğuruyor.
Elbette, Vidmar'ın yerini dolduracak adamı bu saatten sonra nasıl bulacaksın diyenlere sözüm olamaz.
Zaten, basketbolda tempo arttıkça, uzunlardan oyunun pas, dribling, şut, çabukluk, hızlı ayaklar gibi yumuşak meziyetlerini kazanmaları beklendikçe bildiğimiz eski tip, Vidmar gibi kalıbından beklenen gücü sahaya yansıtan, savunmada ortayı kapatmayı becerebilen, gücüyle korkutan uzunların sayısı azalıyor, NBA bu tipten pivot ihtiyaçları için Avrupa'nn daha fazla kapısını çalıyor ve yeni kıtaya artık daha fazla uzun göçü olduğu için kaynaklar azalıyor, Avrupa'lının elinde kalan üst düzey bir avuç pivot ise zaten ihtiyacı olan takımların elinde.